Birkaç sene önce bir film izlemiştim adı başlıktaki gibiydi; Bakış Açısı.
Filmde bir toplantıya bombalı bir sabotaj düzenleniyor ve bu olay farklı şekillerde değerlendiriliyordu.
Sabotajı yapan kişinin gözünden,
Sabotaja maruz kalan başkanın gözünden,
Başkanın korumalarının gözünden,
Sabotajcıyı gören küçük bir kızın gözünden.
Ve sanırım bir de o meydandan geçen bir turistin gözünden farklı bakış açılarıyla aynı olay tekrar tekrar mercek altına yatırılıyordu ve hepsinde farklı sonuçlar çıkıyordu.
Bugün Olin basketbol takımı organizasyonuna baktığımızda da çok farklı değerlendirmeler ortaya çıkmakta.
1-Sponsor firma açısından bakıldığında 6 yıldan bu yana tek başına büyük bir fedakarlık yapılmış neredeyse mucize yaratılmıştır. Böyle düşünmekte de son derece haklıdırlar, tek başlarına 12 milyon para koyarak bu takımı yoktan var etmiş ve etmeye devam etmektedirler.
2-Taraftar açısından bakarsak ki bu sayı bence 50 yi geçmez bu grup, gerçekten taraftar tanımına uyan, sadece uymakla kalmayıp taraftar kavramının içeriğini de sevgi, saygı, hoşgörü, centilmenlik ve sportmenlikle dolduran, tüm basketbol camiasının saygısını kazanmış bir grup onlar ve şartlar ne olursa olsun takımına renk aşkıyla bağlı, yensen de yenilsen de taraftarın seninle diyenlerdir.
Bu grup için başarı kadar başarısızlık ta olağandır, önemli olan takımın varlığıdır. Onlar için tek gerçek takımın varlığıdır.
Başarı ve başarısızlık ikinci sırada değerlendirilir bu taraftarlarca.
3-Seyirci diyeceğimiz ve sayısı oldukça kalabalık, belirli ekonomik ve sosyo kültürel seviyedeki öğrenciler, öğretmenler, iş adamları, esnaf vs.vs. Bu grup açısından bakıldığında Olin basketbol takımı iyi organize olması gereken, 3 saatlik bir zaman diliminde eğlenmeye gelen, ama formal sporun gereği olarak ta başarıya endeksli bir kültürel yapıları vardır. Başarı varsa onlar vardır, başarı yoksa onlar yoktur. Bu da dünyanın her yerinde böyledir
4-Edirne spor kamuoyu açısından bakıldığında ise Olin organizasyonu başarı ve başarısızlıkla birlikte, öncelikli olarak altyapıya verilen önem, tesisleşme, kulübün vizyonu, kulübün misyonu, kulübün kimlerle çalıştığı, kulübün ne kadar parayla ne kadar iş yaptığı vs.vs.
Sevgili Edirneliler naçizane kısıtlı bilgimle bu organizasyonu bu şekilde kategorize edebildim. Herkes kendi bakış açısıyla bu organizasyonla ilgili farklı bakış açılarına sahiptir. Bu bakış açısıyla bu organizasyonu tartışılmaz bulabilirsiniz, eleştirilmez bulabilirsiniz, ya da en küçük detayına kadar ince eleyip sık dokuyup onlarca eleştiri getirebilirsiniz.
Ben bu organizasyonun içinde 5 yıl çalıştıktan sonra kendi değerlerime uymayan uygulamalar nedeniyle istifa ederek ayrıldım. Ayrıldıktan sonrada yine kendimce doğruları ve yanlışları yazmaya devam ettim. Bunlar bundan sonra da devam edecek. İşte kritik nokta burası devam edecek mi devam ettirebilecek miyiz?
Hangi bakış açısına sahip olursak olalım bugün artık zurnanın zırt dediği yerdeyiz
Bu takıma sahip çıkmalıyız çünkü BAŞKA OLİN YOK!!!
Bir daha yazıyorum BAŞKA OLİN YOK!!!!
Başka bir Olin’de olmayacak, emin olun olmaz, olamaz.
Zaman ona buna kızma zamanı değildir, zaman küsme zamanı değildir.
Zaman Levent Takan’ın son yazısında ki gibi, fazlasıyla hak verdiğim eleştirilere sığınarak maça gitmeme zamanı değildir.
Geçmiş antrenörün yaptıklarına kızarak takımı protesto etme zamanı değildir.
Zaman, geçmiş yönetimlere kızıp kombine almadıysanız bile her maça bilet alarak gelme zamanıdır !
Zaman, kulüpte çalışan profesyonellere kızıp maça gitmeme zamanı da değildir
Bugün artık tek fikirde, tek idealde toplanıp bu takımı Olin’in takımı olarak değil Edirne’nin takımı olarak görme zamanıdır.
Bırakalım artık o öyle yaptı, bu böyle yaptı gibi kısır çekişmeleri.
Bu takıma SEYİRCİ VE TARAFTAR GEREK !
Bu takımın arkasında TARAFTAR OLURSA bu takım ligde kalabilir.
Bu takım arkasında TARAFTAR OLURSA performansını çok yükseltebilir.
Öncelikli sözüm seyirci kitlesine. Gelin bu sene taraftar olalım, takım yense de yenilse de arkasında olalım !
Gelin kombine alalım, alamıyorsak her maça gidip biletimizi alıp, son topa kadar takımımızı destekleyelim.
Eğer bunu yaparsak emin olun bu takım içeri de kazanacağı 6-7 maça 2 deplasman galibiyeti de ekleyerek ligde kalabilir.
Ne bizler, ne sizler, ne de çocuklarımız bir daha bu güzelliği yaşayamazlar.
Çok yakında Türkiye kupası var (1-3 Ekim Edirne’de ) gelin orada takımımızı bir görün, nasıl sonuna kadar mücadele ettiklerini görün.
Nasıl hızlı, göze hoş gelen basketbol oynandığını görün. Görünce emin olun siz de kombinenizi , biletinizi alıp salonda yerinizi alacaksınız. Siz geldikçe takım daha iyi oynayacak, maç kazanacak.
Bu sene bütçemiz çok düşük, ilk yılımızın neredeyse yarısı kadar.
Seibutis’imiz yok, Samardiski’miz yok, Can Akın yok, Erdal Bibo yok.
Ama varını yoğunu ortaya koyan Darius var, Erolcan var, Caner var, cesur yürek Reha var.
Emin olun saygıyı ve karşılığında desteği hak ediyorlar.
Eğer bugün destek vermezsen yarın zaten olmayacak.
Artık tek bakış açısı var; BAŞKA OLİN YOK !
07 Ekim 2013 at 22:56
Katılmamak olanaksız. Oradayız birlikteyiz.