Edirne Basket » Ozan Dalgıç Trakya ve Edirne'nin İlk ve Tek Basketbol Haber Sitesi Thu, 07 Apr 2016 20:04:44 +0000 tr-TR hourly 1 http://wordpress.org/?v=3.4.1 Kültür Çatışması /kultur-catismasi/ /kultur-catismasi/#comments Mon, 26 Jan 2015 18:03:44 +0000 Ozan /?p=29988 Devamını Oku »]]>

Birkaç konuya değineceğim.

Türkiye’de gelişen basketbol ve onun ters paralelinde gerileme dönemine giren futbol.

Basketbol taraftarları analarının karnından basketbolu bilerek doğmuyorlar.

”Taraftarlık” denildiğinde akla hemen futbolun geldiği ülkemizde, futbol tabanlı basketbol taraftarı olmamak çok düşük bir ihtimal.

Hepimiz küçüklükten beri dört büyük kulüpten birini desteklemiş ve kulüp yöneticilerinin ”amatör branş” dedikleri ve toplumda da ”amatör” olarak algılanmasına neden olan basketbol maçlarını televizyondan izlerdik.

Ancak ”yaa abi sadece son dakikaları izleriz aç futbol maçını” cümleleri arasında hep maçın son anlarını izleyebilirdik.

”12 dev adamla” artık kesin olarak gündeme geldi basketbol, iki üç yıl sürdü modası.Basketbol okulları açıldı.Bir hevesle herkes çocuğunu bu kurslara gönderdi.

Bir zaman sonra o heveste bitti.Yine futbola döndü insanlar.Basketbol zevksiz bir spor olarak raflardaki yerini aldı insanların gözünde.

Futbolda, profesyonel liglerde mücadele eden Anadolu takım taraftarları oluştu zamanla.

Geçen yıllar bu taraftar gruplarını kemikleştirdi.

 

 

Yıllar geçti, bu Anadolu takımları eski başarısını kaybetti ve amatör liglere düştüler.Ancak bu takımların taraftarları ortadan kaybolmadı.Bir kısmı amatör maçlara gitmeye devam etti,bir kısmı tuttuğu dört büyüklere odaklanmayı tercih etti.

Azınlık, dört büyüklerle bağını tamamen kopararak kendi şehrinin takımını tutmaya devam etti.Diğer kısım ise her iki takımı da desteklemeyi tercih etti.

Sponsorların artık futbol kadar gözde haline geldiği basketbol, yeniden gündeme geliyordu yavaş yavaş.

Bölgesel liglerde küçük maceralar için kurulan firma ve belediye kulüpleri kısa zamanda başarı sağlayınca ”başarı odaklı taraftar” profili oluştu.

Bu profil, önceden futbol seyircisi olan ama takımları amatör düşmüş kişilerden oluşuyordu.

Bölgesel veya 3. ligde mücadele eden takımın maçlarına gitmektense amatörde mücadele eden futbol takımlarının maçlarına gitmeyi tercih ettiler hep.

Basketbol onlar için hep ”amatör” bir branş olacaktı.Taa ki basketbol takımı 1.veya 2. lige çıkana kadar.”Başarı odaklı” taraftar kitlesi birdenbire ortaya çıkarak salonları doldurmayı başladı.

 

 

Günler oldu ki kendi futbol takımlarının maçlarına değil basketbol maçlarına gelmeye başladılar.Yavaşça basketbolu öğrendiler ve zevk almaya başladılar.

Anlattığım taraftar kitlesi şu anda salonları dolduran kişilerin yaklaşık %80′ine tekabül ediyor.

Yani futbolun gölgesinde yetişen bir ağaç gibi yavaş yavaş ortaya çıkan basketbol, bazı Anadolu şehirlerinde futbolun önüne geçiyordu.

Ancak bu popülerlik o şehir takımının başarısı ile üst liglere çıkmasıyla oluşuyordu.

Geri kalan %20 ise basketbolu hayatı boyuna futbolun önüne koymayı başarmış, Ülker ve Efes Pilsen maçlarını Galatasaray-Fenerbahçe derbisine tercih edebilmiş bir profildi.

Bunu başarmakta bir futbol ülkesinde oldukça zordu.

 

Futbolun gölgesinden çıkıp basketbolu salonlarda izlemeye başlayan kitle, zamanla basketbolu tam anlamıyla öğrenmeye ve ”salon kültürünü” anlamaya başladı.

Salon kültürü ile futbol tribün kültürü arasındaki farkları görmeye ve kabullenmeye başladı.

Ancak bunu yapabilenler, basketbol maçlarına gelmeyi alışkanlık haline getirmiş, televizyonda dahi lig ve Avrupa maçlarını takip eden ve çeşitli salonlarda bu heyecanı yaşamaya çalışan kişilerdi.

Diğer kısım ise basketbol maçlarına futbol kafasıyla giden, izlediği müsabakayı futbol mantığıyla çözümleye çalışan, tezahüratları futboldan alıntı olan ve basketbol kurallarını bilmeyen kitle oluşturuyor.

Edirne,Uşak,Giresun,Afyon, ve Denizli gibi ekonomik gücü kısıtlı şehirlerde gerileyen futbola karşı öne çıkan ve başarının gelmesiyle artan bir destek ve taraftar sayısı göze çarpıyor.

Saydığım tüm illerde küçük kapasiteli hatta mimarı olarak birbirinin aynı salonlar bulunuyor.

Aslında sadece salonlar değil,içerisindeki taraftar profili de benzer.Futboldan soğumuş ve basketbolun izlemesi daha keyifli olduğunu değerlendiren taraftarlar artık salonları doldurmuş ve şehirlerinin takımlarını desteklemeyi tercih etmişler.

 

Kimi şehir daha yolun başındayken, kimi yılların verdiği birikimle ”salon kültürünü” öğrenmiş.

İşte Edirne, yılların verdiği birikimle basketbolu öğrenmiş ve bundan keyif almış taraftarlarla dolu.

Basket faullerde, üçlüklerde havaya sıçramış ve büyük bir coşkuyla alkışlamış,rakibi ve hakemi nasıl etki altına alacağını öğrenmiş.

Edirne’de de diğer illerde olduğu gibi %80′lik kısım oluşturuyor taraftar profilini.

Ancak bu oranın içerisinde ve hala futbol beyniyle maçlara gelen ve basketbol mantığıyla düşünmeyen azımsanacak bir kitle var.

Futboldan zamanla koparak basketbolu hayatının önemli bir yerine yerleştiren kısım ise asıl örnek modeli oluşturuyor.

Tüm salonlarda olması gereken bu taraftar profili, ne yazık ki futbol mantığına yenik düşüyor.

İşte bu profil Edirne’de oynanan ve rakip takım taraftarlarının geldiği her maçta ortaya çıkıyor ve Edirne’nin ismini kirletiyor.Sadece Edirne değil, Uşak,Giresun ve Denizli’de de aynı örnekler mevcut.

Anlatmak istediğim sadece Anadolu takımları değil dört büyükler ve futbol takımı 1. ligde mücadele eden takım taraftarları da kendi basketbol takımlarının maçlarına giderek ”salon kültüründen uzak” davranışlar ile çeşitli olaylar çıkmasına sebebiyet verebilmektedirler.

En yakın örnekleri Fenerbahçe taraftarlarının Edirne’de,Galatasaray taraftarlarının Uşak’ta yaptığı çirkin hareketlerdir.

Daha çok söylenecek çok şey var.Ancak anlattığım taraftar kitlesi bu yazıyı sonuna kadar okuyabilecek sabra sahip değil.

Yazımı olayın bir diğer boyutuyla bitirmek istiyorum.

Bir arkadaşımın bana sık sık söylediği bir cümle var.

”İstanbul Takımı Tutmak Ekranların En Parlak Yıldızına , Anadolu Takımı Tutmak Mahallenin En Güzel Kızına Aşık Olmak Gibidir !”

Siz siz olun, mahallenin en güzel kızı varken boş hayaller uğruna şehrinize ihanet etmeyin.

Ayrıca sakın unutmayın bir gönülde iki sevda olmaz!

Ozan DALGIÇ

 

]]>
/kultur-catismasi/feed/ 0
Maç Değerlendirmesi:Edirne Belediyesi Edirnespor – Orduspor /mac-degerlendirmesiedirne-belediyesi-edirnespor-orduspor/ /mac-degerlendirmesiedirne-belediyesi-edirnespor-orduspor/#comments Tue, 06 Jan 2015 19:18:41 +0000 Ozan /?p=29765 Devamını Oku »]]>

 

Haftanın maçında Edirnespor kendi sahasında Ordusporla karşılaştı ve karşılaşmadan 70-66 galip ayrılmayı başardı.

Maça dengeli hücumlar ve sağlam savunmasıyla başlayan Edirnespor, kolay sayılar bulduğu ilk yarıda savunmayı da İvankovic’in verdiği katkıyla etkili yaparak farkı giderek açtı.

İvankovic’in faul problemine girmesiyle  savunmada oldukça aksayan Edirnespor, buna bağlı olarak hücumda da etkisini yavaş yavaş kaybederek farkın giderek kapanmasına engel olamadı.

Farkın kapanmasında, rakip takımın tam saha baskı ve yarı saha baskılı savunma yapmasının etkisi büyüktü ve Edirnespor oyun kurucularına yapılan bu baskılar karşısında  gerekli reaksiyonu gösteremeyince top kayıpları geldi ve psikolojik olarak da Edirnespor geriye düşmüş oldu.

Son periyotta gelen ardı ardına gelen hatalar sonrası Coleman ve Harding odaklı hücum etmeye başlayan Edirnespor, maçın gideceğini anlayan Edirnespor taraftarının hareketlenmesiyle dış şutlarda özellikle  Ayşe Cora’yla etkili olarak farkı tekrar açmaya başladı.

Kalan süre Orduspor’a gelmeyince hak eden taraf maçın galibi oldu.

İlk yarıda özellikle kolay sayılar bulan Edirnespor savunmada da iyi işler yapınca fark açıldı.

İvankovic, yaptığı bloklar ve rakip karşısında sağlam duruşu ile çok katkı verdi ancak fiziğinin verdiği dezavantajlarla kontrol problemi yaşadı ve faul problemine girdi.

Hücumda da pota altında aldığı birkaç topu tamamen şansızlıkla kaçırsa da yine de kendisinden beklenen bitiriciliği sergilemiş oldu.

İkinci yarıda İvankovic’in yokluğunda pivotsuz oynamak zorunda kalan Edirnespor, pota altı savunmasını zayıflatmış olsa da farkı uzun süre korumayı başardı.

Orduspor’un, oyun kuruculara yaptığı baskı ile top kayıpları geldi ve fark giderek azaldı.

Maç tam gidiyor derken Ayşe Cora’dan gelen iki üçlük ve Coleman’dan gelen basketfaul maça damgasını vurmuş oldu.

Bu arada seyircinin de devreye girmesiyle rakip psikolojik  olarak etkilenerek hatalar yapmaya başladı ve doğru hücum edemediler.

Bu da Edirnespor’a maçı getirmiş oldu.

Bu maç Edirnespor için hedef maçlardan birisiydi ve kazanıldı.Şimdi önümüzdeki evimizde oynayacağımız bir maç var.

İÜBGD ile yapılacak maç, daha fazla taraftar desteği ile kazanılacak bir maç.

Çünkü Edirne’de kazanılamayacak bir maç yoktur…

Ozan Dalgıç

]]>
/mac-degerlendirmesiedirne-belediyesi-edirnespor-orduspor/feed/ 0
TBL 2. Hafta Değerlendirmesi /tbl-2-hafta-degerlendirmesi/ /tbl-2-hafta-degerlendirmesi/#comments Tue, 21 Oct 2014 23:08:16 +0000 Ozan /?p=28773 Devamını Oku »]]>  

TORKU KONYASPOR BASKET – TOFAŞ 

Kendi seyircisi önünde ilk maçına çıkan Torku Konyaspor maç boyunca üstünlüğünü sürdürdüğü maçta Tofaş’ı 88 – 81 mağlup etti.

Dış atışlarda yüksek bir yüzde tutturan Konyaspor , 13 top kaybı yapmasına rağmen galibiyeti alan takım oldu.

Sean Williams’ın yüksek bir performans gösterdiği maçta galibiyeti getiren en önemli isim oldu.

Ribauntlarda 32-23 üstünlüğü sağlayan Konyaspor , galibiyet için en önemli adımlardan birisini de atmış oldu.

Serbest atış yüzdesinin de düşük olması Tofaş adına mağlubiyeti getiren diğer bir etken oldu.

ESKİŞEHİR BASKET – PINAR KARŞIYAKA 

Yalanlarla Edirne halkı kandırılarak Eskişehir’e taşınan İstanbul takımı, Eskişehir’de oynadığı ilk maçında hiçbir varlık gösteremeyerek Pınar Karşıyaka karşısında 91-62 mağlup oldu.

Maçın hemen başında farkı açarak çift haneli sayılara getiren Pınar Karşıyaka ,rakibine 18 top kaybı yaptırınca çok rahat bir galibiyet aldı.

Craig Brackings dışında skor yükünü çekecek bir oyuncu bulamayan ve Matt Walsh’dan da istediği katkıyı alamayan Eskişehir Basket kendi seyircisi önünde mağlubiyeti almış oldu.

Türkiye liginin en zayıf kadrosuna sahip Eskişehir Basket, gerekli hamleleri yapmazsa ligin  en büyük düşme adayı olarak gösterilmeye başlanacak.

Pınar Karşıyaka ise sezon başında ve Cumhurbaşkanlığı kupasında göstermiş olduğu başarıyı farklı bir skorla sürdürmüş oldu.

RÖNESANS TED ANKARA KOLEJLİLER – DARÜŞŞAFAKA DOĞUŞ 

Ankara’da oynanan maçta, ligin yeni takımı Daruşşafaka maçında başından beri üstünlüğü sürdürdüğü maçta Rönesans Ted Ankara Kolejliler’i 82-70 mağlup etti.

Pota altında Gasper Vidmar ve dış atışlarda da Shurna’ya engel olamayan TED Kolejliler, yapılan top kayıpları da eklenince mağlubiyeti engelleyemedi.

Göksenin Köksal’dan gelen extra katkı ve Greer’ından gelen asist katkısı ile Daruşşafaka farkını ortaya koydu.

Clay Tucker’ından gelen 24 sayılık performans TED Kolejliler’e yetmezken,Plisnic’in etkili oyunu da mağlubiyeti engelleyemedi.

Daruşşafaka’yı oyun düzeninden uzaklaştıramayan TED Ankara Kolejliler, 25 asisti engelleyemeyince sahadan mağlubiyetle ayrılmış oldu.

UŞAK SPORTİF – İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESPOR 

Ligin muhtemelen ileri ki süreçte ligin orta sıralarını ilgilendirecek maçta İstanbul Büyükşehir Belediyesi Uşak Sportif2i 71-66 mağlup etti.

İstanbul BŞB yaptığı 14 top kaybına rağmen şut yüzdesinde rakibinden daha iyi durumda olunca galibiyeti de kritik bir deplasmanda almış oldu.

Ribauntlarda da rakibine üstünlük kuran İstanbul BŞB, Wright ve Stephenson’ın etkili oyunuyla galip geldi.

Uşak Sportif’te de Justin Carter ve Eric Buckner’ın etkili oyunu mağlubiyeti engelleyemedi.

Kötü bir hücum performansı gösteren Uşak Sportif, savunmada da istediklerini gerçekleştirmedi.

BEŞİKTAŞ İNTEGRAL FOREX – TÜRK TELEKOM 

Beşiktaş İntegral Forex, TBL 2. hafta mücadelesinde kendi sahasında Türk Telekom ile karşı karşıya geldi.

Maçtan Beşiktaş İntegral Forex, Hilton Armstrong ve Ryan Broekhoff’un etkili oyunuyla 76-59 galip ayrıldı.

İstatistiklere baktığımızda ise neredeyse her alanda Beşiktaş’ın rakibine üstünlük kurduğunu görüyoruz.

Barış Ermiş takımı adına olumlu katkılar verse de yaptığı top kayıpları önemliydi.

Milovan Rakovic’in de ritmini yavaş yavaş bulduğu maçta, onun da yaptığı 5 top kaybı takımı adına eksi olarak not edildi.

ANADOLU EFES – TRABZONSPOR MEDİCAL PARK 

Bu haftanın en zevkli maçlarından biri ise Anadolu Efes ile Trabzonspor Medical Park arasında oynandı.

Maçın ilk yarısı Trabzonspor’un üstünlüğü ile geçilirken,son periyoda başabaş giren iki takımın mücadelesi sonunda gülen taraf 70-66 ile Anadolu Efes oldu.

Maçın son dakikasına kadar başabaş giden mücadelede, dış atışlarda Trabzonspor’un etkinliği de onlar adına mağlubiyeti engelleyemedi.

Anadolu Efes’te Nenad Krstic pota altını etkili kullanırken, Trabzonspor’da Dwight Hardy dış atışlarda etkili oldu.

Velickovic ve Stipanovic’in verdiği katkı da Trabzonspor adına çok önemliydi.

BANVİT – GALATASARAY LİV HOSPİTAL 

Banvit ile Galatasaray Liv Hospital ligin 2. haftasında karşı karşıya geldi.

Büyük heyecana sahne olan maçı Banvit, 69-67 ile kazandı.

Son saniyede Veremeenko’nun smaç basketiyle tartışmalı olarak tamamlanan maçta,Banvit Tolga Geçim dışında tüm oyuncularından katkı almayı başardı.

Galatasaray’da ise Arroyo düşük dış atış performansına rağmen Galatasaray’ı maçta tutan isim oldu.

Ayrıca Nolan Smith’in Ergin Ataman’a havlu atması nedeniyle Galatasaray ile Nolan Smith ile yollar ayılma noktasına geldi.

FENERBAHÇE ÜLKER – ROYAL HALI GAZİANTEP (66-70)

Geçen hafta Anadolu Efes’i kendi sahasında yenen Royal Halı Gaziantep, bu hafta Fenerbahçe ile karşılaştı.

Royal Halı Gaziantep, bu hafta da benzer bir performansla Fenerbahçe’yi deplasmanda 70-66 mağlup etti.

Oğuz Savaş 21 sayı ile pota altını etkili kullanırken, Oğuz’a Nemanja Bjelica dışında skor anlamında katkı veren olmadı.

Royal Halı Gaziantep’te ise Paul Harris ve Higgins toplamda 51 sayı atarak galibiyetin mimarı oldular.

Royal Halı Gaziantep yükselen form grafiğini sürdürürken Fenerbahçe beklenen performansı hala gösteremiyor.

Ozan DALGIÇ

]]>
/tbl-2-hafta-degerlendirmesi/feed/ 0
Eskişehir İsimli İstanbul Takımı:Eskişehir Basket /eskisehir-isimli-istanbul-takimieskisehir-basket/ /eskisehir-isimli-istanbul-takimieskisehir-basket/#comments Sun, 19 Oct 2014 22:16:22 +0000 Ozan /?p=28759 Devamını Oku »]]>

Derya Yannier ve tayfasının Edirne’yi kandırarak takımı Eskişehir’e kaçırmasının ardından Eskişehir’de ilk maç Pınar Karşıyaka ile oynandı.

Ben de Karşıyaka’ya destek olmak ve Eskişehir’deki atmosferi görmek için Anadolu Üniversitesi Spor Salonuna gittim.Konuştuğum insanlar salona ulaşımın zor olduğundan bahsettiler.Ben otogardan gitti��im için çok zor olmadı.

Salonun önünde VİP giriş kapısındaki güvenlik görevlilerine misafir tribününün girişinin ve bilet gişesinin nerede olduğunu sordum.

Görevli bilet satılan yeri tam bilmediğini ancak girişini bildiğini söyledi.Daha sonra başka bir görevlinin yönlendirmesiyle Eskişehir Basket’in bilet satış noktasına yönlendirildim.

Oraya sorduğumda bilet satış yerinin ve girişinin tam ters istikamette olduğunu söylediler.

Tekrar geldiğim yere gittim.Bu sefer basın girişindeki görevlilere sordum.Onlar yine beni aynı yere yönlendirdiler.

Bir oraya bir buraya giderken hiçbir şey bilmeyen görevliler nedeniyle salona 7-8 dakika geç girebildim.

Bilet sırasında beklerken kombine alan Eskişehir’lilerin konuşmasına şahit oldum.

Kombineyi normal bilet şeklinde basıldığını ve kombine kartları 1 kasımda temsil edileceğini belirtmişler.Ancak asıl ilginç olan, kombinenin de maça giriş için yeterli olmadığı ve onu göstererek normal maç biletini almaları gerektiğini söylemişler.Bu nedenle kombinesini alanlar tekrar sıraya girerek maç biletini aldılar.

Ayrıca daha ilk haftadan maç bilet ve bedelsiz davetiyelerin ellerine nasıl geçtiğini anlayamadığım kişiler tarafından daha ucuza veya aynı fiyata borsada satıldığını gördüm.

Salona girdiğimde, 10 liralık biletlerin pota arkası olmasına rağmen pota arkası tribünlerinin neredeyse boş olduğunu ve maraton tribününe tüm Eskişehirspor taraftarlarının toplandığını gördüm.

Yani biletixin sitesindeki oturma düzeni uygulanmamış.Ayrıca Eskişehir taraftarları için girişte turnike bulunurken misafir girişinde turnike bulunmuyor.

Ayrıca salon, üniversite salonu olduğu için tribünler arasında ayırıcı bölmeler bulunmuyor.Polis sayısı da maçın tarafları düşünüldüğünde az gözüktü.

Diğer salonlarda görmediğimiz bir sistemi de Eskişehir Basket denemiş ama bir yararı olduğunu zannetmiyorum.

Salonda Eskişehir Basket tarafından bazı gençlere arkasında ”Gönüllü” yazan t-shirt dağıtılmış ve görevli olarak düşünülmüş.Ancak bu kişiler maçın büyük bölümünde taraftarlarla beraber maç seyrettiler.

Salonda büyük bir yankı ortamı var.Yapılan tezahuratlar hep yankılanıyor.Ancak bu, savunma anında çıkan gürültünün devamlılığı açısından güzel ama basketbol tribün kültürü olmayan Eskişehirliler bunu iyi kullanamadılar.

Salon seyir açıları bakımdan güzel ve tribünlerin sahaya uzaklığı standart seviyede.

Maçın başında çoğunluğunu Eskişehirspor taraftarlarından oluşan bir grup etkili tezahurat ve savunma anında yapılan uğultu ve ıslıkla güzel bir tribün oluşturdular.Ancak bahsettiğim kısım 5 bin kişilik salonun en fazla 200-300 kişisi.

Ancak tüm salonun yaptığı 26. dakika şovunu da atlamak olmaz,gayet etkileyiciydi.

Salonun sadece maraton kısmı komple doluydu.Pota arkasının biri misafir takım tribünü olarak ayarlanmış.

Diğer pota arkasında boşluklar ,bench arkasında doluluk oranı göze çarptı

Rakibin Karşıyaka olması ve ilk maç olması da doluluk oranını az da olsa yukarı çekmiş.

Maçın başında salonda olmadığım için Ultras Problem’in açtığı pankarları göremedim.

Büyük ihtimal maçtan önce açılıp hemen kapatıldı.Ancak maç sonunda yapılan tezahuratlara şahit oldum.

Maraton tribününün misafir takım tarafına yakın kısmındaki grup, maçın son 5 dakikasında yaptıkları, ”Olin Edirne kavgamız zihniyetle” ve ”Milletin ahıyla şampiyonluk yaşanmaz” tezahuratları yaptılar.

Duyar duymaz önce şaşırdım ve çok duygulandım.Açıkçası böyle bir şeyi beklemiyordum.

Maç sonunda internette dolaşan pankartları görünce yapılan tezahuratları daha iyi anladım.

Eskişehir Basket adı altında şehrin nüfus ve ekonomik gücünü kullanmak için takımı taşıyan zihniyete yapılan bu protesto, Eskişehir Basket yöneticilerinin gerçek amacını deşifre ederek tüm Eskişehir’e göstermiştir.

Yapılan bu protestolar, konuya vakıf olanların sadece Edirneliler olmadığını da bizlere göstermiş oldu.

Eskişehir’de yıllardır Eskişehirspor’un peşinden giden taraftarların şehirlerine yalan ve dolanlarla gelen bu takımın, şehirlerine ait olmadığına inanmaları herkesin takdirini kazandı.

Olin Edirne bölgesel ligden kurularak tüm alt ligleri geçerek 1. lige yükselmiş ve Edirne’li taraftarları arkasına almıştı.Bu nedenle Edirne benimsedi bu takımı.

Ancak Eskişehir’e damdan düşer gibi gelen bu takım üzerinde kimsenin emeği yok.Bu nedenle gönülden bağlanacak bir durumda bulunmuyor.

Eskişehirspor başkanının yaptığı açıklamayı hatırlarsak, Eskişehir Basket yöneticileriyle görüştüklerinde onlara birleşme gibi bir düşüncelerinin olmadığını ve TİCARİ AMAÇLARININ olduğunu söylediğini belirtmişti.

Bizler bu TİCARİ HEDEFLERİN ne olduğu konusunda meraklı düşüncelere sahip iken Eskişehir’lilerin bu hedeflerin ne olduğunu sorgulamaları daha önemliydi.Bunu da bu protestolarla görmek gerçekten mutlu etti.

Basketboldan para kazanan yönetici bulmak gerçekten çok zor.Hatta bir hayal.Hayallerinin peşinden koşan bu genç girişimcileri, bu nedenle tebrik ederim.(!)

Eskişehir, üniversiteleriyle,sanayisiyle,nüfusuyla ve sosyal imkanlarıyla büyük bir şehir.

Bu şehri arkalarına almak suretiyle ticari kazanç elde etmek amacıyla Eskişehir’e taşınan bu takım hiçbir zaman Eskişehir’in gerçek anlamda bir takımı olamayacak.

Genç girişimcilerin bunu anlaması ise baya uzun sürecek gibi.

Değinmek istediğim bir diğer konu ise, Eskişehir Basket’in sosyal medya üzerinden psikolojik hamlelerle Eskişehir’i arkasına almaya çalıştığını görüyoruz.

Örneğin, Eskişehir Basket hesabının bugün twitter ve facebook üzerinden Eskişehirspor’un maçı için başarılar dileğini bir tweet atması ve paylaşımda bulunması bunun apacık örneğidir.

Ayrıca daha ilk maçına bile çıkmadan #butakımınarkasındaeskişehirvar hastagını ortaya atması da bunun ikinci örneği.Burada da algı yönlendirmesi yapıldığı çok açık.

Takımın renklerinin bile Eskişehirspor ile aynı yapılmasının amacı, takımın Eskişehirspor ile aynı doğrultuda olduğu algısı yaratarak, TİCARİ HEDEFLERİ uğruna şehri arkalarına almak.

Twitter’da Eskişehir Basket başkanı ve yöneticilerinin taraftarların maça gelmesi için söylemediği, yazmadığı,yapmadığı ilan kalmazken yöneticilerin bu tarz şeylerle uğraşacaklarına takımın seviyesiyle uğraşmalarını da tavsiye ederim.

Ayrıca takımın oyuncusundan tutun tüm yöneticilerine kadar herkes İstanbul’da yaşamakta, takım antremanlarını İstanbul’da yapmakta hatta Eskişehir Basketin Eskişehir’de tesisi bırakın bir kulüp binası dahi bulunmamakta.

Eskişehir Basket’in pivot pozisyonunda şu an hiçbir oyuncusu yok.Bu nedenle galibiyet alma olasılığı da çok düşük.

Eskişehirli basketbol severler de her maç farklı yenilen bir takımın zevksiz maçına gelmez.

Saydığım nedenlerden dolayı bu devşirme takım, Eskişehir’den gelecek bir desteği haketmiyor.

Eskişehir’e ve Eskişehir taraftarlarına hiçbir şekilde eleştiri getirmiyor aksine onları şehirlerinin her zaman arkasında olmalarını diliyorum.

Buradan Eskişehirspor yöneticilerine de sesleniyorum.

Eskişehirspor’un sadece futbolda değil diğer tüm branşlarda da faaliyet göstererek meydanı İstanbul’lu tüccarlara bırakmamalı.

Emek vererek oluşturulan ve Eskişehirspor arması altında mücadele eden bir takım kurulması gerekiyor.

Böylece Eskişehir Basket diye devşirilen ancak İstanbul merkezli bir takıma gerek kalmaz ve kalmamalı.

Ozan DALGIÇ

]]>
/eskisehir-isimli-istanbul-takimieskisehir-basket/feed/ 2
TBL 1. Hafta Değerlendirmesi /tbl-1-hafta-degerlendirmesi/ /tbl-1-hafta-degerlendirmesi/#comments Tue, 14 Oct 2014 22:28:53 +0000 Ozan /?p=28689 Devamını Oku »]]>

Türkiye Basketbol Ligi 1. Haftası Türk Telekom – Fenerbahçe Ülker maçı ile sona erdi.

Çok çekişmeli maçlar izlediğimiz ilk hafta sonunda, sezon boyunca birçok güzel ve çekişmeli maçlar izleyeceğimiz izlenimini de elde ettik.

Galatasaray Liv Hospital – Uşak Sportif

1.Haftanın ilk maçında Galatasaray Liv Hospital, Uşak Sportif ile karşı karşıya geldi.

Maçtan 94-85′lik skorla Galatasaray Liv Hospital galip ayrıldı.

Maç sonuna kadar Galatasaray’ın hep önde götürdüğü ancak hiç koparamadığı bir karşılaşma oldu.

Maç başında öne geçen Galatasaray , oyunun hakimiyetini zaman zaman kaybetse de hücumda organize olamayan Uşak Sportif’i yüksek dış atış yüzdesi ve son dakikalarda Carlos Arroyo’nun maça ağırlığını koymasıyla galip geldi.

Uşak Sportif kaliteli yabancıları olmasına rağmen, maç sonunda öne geçmek için yapması gereken hamleyi yapamayınca mağlubiyet kaçınılmaz oldu.

Özellikle Chris Warren’in yaptığı top kayıpları Galatasaray’ın galibiyetini kolaylaştırdı.

Pota altında rakibine zaman zaman üstünlük kuran Uşak Sportif aynı başarıyı kritik atışlarda gösteremedi.

 İstanbul BŞB – Rönesans TED Ankara Kolejliler

Düşme adaylarından birisi olarak gösterilen ancak fena sayılmayan bir kadroya sahip İstanbul BŞB, büyük çekişmeye sahne olan maçta TED Ankara Kolejlilere 70-71 mağlup oldu.

Özellikle maçın sonunda büyük çekişmeye sahne olan maçta, son hücumu İstanbul BŞB değerlendiremeyince maçı TED Ankara Kolejliler kazanmış oldu.

Kadro derinliği açısından iki takım arasındaki fark, İstanbul BŞB’nin yaptığı savunma ile göze çarpmadı hatta İstanbul BŞB maçı kazanma noktasına getirdi.

Yıllardır ligimizde oynayan Balazic 5/5 üçlük atarak İstanbul BŞB adına takımına büyük katkı verdi.

Aminu ile pota altında etkili olan TED Ankara Kolejliler, Gatens ve Tucker’ın da katkı vermesiyle çok önemli bir galibiyet almış oldu.

Tofaş – Eskişehir Basket

Tofaş ilk hafta maçında kendi sahasında, çevirilen birçok dolap ve yalanın ardından Eskişehir’e götürülen Eskişehir Basket ile karşılaştı.

Maçtan Tofaş, 88-79′luk skorla galip ayrılmayı başardı.

Craig Brackings’in gününde olması nedeniyle maça iyi başlayan ve yüksek üçlük yüzdesi yakalayan Eskişehir Basket, Türk oyunculardan bir türlü istediği katkıyı alamayınca maçın sonlarında düzen dışına çıktı ve maçtan mağlup ayrıldı.

Maçın başında üstünlüğü eline alan Eskişehir Basket, bulduğu dış atışlar ve yaptığı etkili savunmayla farkı giderek açtı ve  ikinci periyodun 6. dakikasında farkı 16 sayıya kadar çıkardı.(20-36)

O dakikadan sonra karşılıklı sayılar ile fark aynı düzeyde, ilk yarı sonuna kadar devam etti.

İkinci yarının başlamasıyla Tofaş, Andre Smith ve Elonu’nu ile maça ağırlığını koydu.

Fark giderek eridi ve 3. periyot sonunda 4 sayıya indi.

Son periyotta  Wood ve Erol Çinko’nun kritik dakikalarda bulduğu sayılar ile iyice üstünlüğü ele alan Tofaş, farkı da giderek açtı ve  88-79 maçtan galip ayrıldı.

Eskişehir Basket’te iyi denebilecek bir pivot oyuncu olmadığından ve savunma ribauntu alma konusunda Eskişehir Basket başarısız olunca rakibi Tofaş’a birçok ikinci şans sayısı verdi.

Ayrıca yerli oyuncularından da istediği katkıyı alamayınca son periyot iyice oyundan düşerek Tofaş’a farklı mağlup oldu.

Kadro yapısı itibariyle yetersiz gözüken Eskişehir Basket’i önümüzdeki günlerde daha da zor bir süreç bekliyor.

Daruşşafaka Doğuş – Beşiktaş İntegral Forex

Maçtan Daruşşafaka, 74-71′lik skorla galip ayrıldı.

Maçın başından beri üstünlüğünü sürdüren Beşiktaş, Kerem Tunçeri ve  JaJuan Johnson ile etkili olurken son periyoda Taylor Brown’ile ağırlığını koyan Daruşşafaka maçı kazanmasını da bildi.

Son dönemde bekleneni veremeyen Beşiktaş İntegral Forex maça iyi başladı ve Kerem Tunçeri’nin  dış şutlarının etkisiyle yükselen dış şut yüzdesine  JaJuan Johnson’da pota altından katkı verince beklenenin üstüne çıkmış oldu.

Daruşşafaka’nın yapmış olduğu 14 hücum ribauntu Beşiktaş’ın hanesine eksi olarak yazılırken, pota altında Vidmar ve Ersin Dağlı oldukça zorladı Beşiktaş İntegral Forex’i.

Daruşşafaka’da Greer etkili olamazken Beşiktaş’ta Armstrong bekleneni veremedi.

Trabzonspor Medical Park – Torku Konyaspor

Haftanın sürprizini Trabzonspor’u 76-70 skorla yenen Torku Konyaspor yaptı.

Maçın hemen başında farkı açan Trabzonspor rahat bir galibiyet alacağı hissini uyandırmıştı ki maçın geri kalan kısmına ağırlığını koyan Konyaspor altın değerinde bir galibiyet aldı.

Özellikle içinde bulunduğumuz sezonda kötü takımın olmadığını söylesek de özellikle düşme adayı olarak ön plana çıkan takımlar Eskişehir Basket,İstanbul BŞB ve Torku Konyaspor’du.

Ancak Torku Konyaspor, Trabzospor karşısında ikinci yarıdaki oyunuyla net bir galibiyet aldı.

Hesapların yapılması için çok erken olmasına rağmen ilerleyen süreçte çok değerli bir galibiyet olduğu görülecektir.

Pota altında Velickovic etkili bir performans sergilerken, ona Stipanovic eşlik etti.

Dış atışlarda istenen başarıyı gösteremeyen Trabzonspor’un, maçın kritik dakikalarında yaptığı hataları Torku Konyaspor iyi değerlendirince mağlubiyette kaçınılmaz oldu.

Royal Halı Gaziantep – Anadolu Efes

Anadolu Efes başından beri kontrolü eline alamadığı maçta Royal Halı Gaziantep maçında rakibini 65-63 mağlup etti.

Anadolu Efes sahanın her yerindeki kötü oyunuyla dikkat çekerken Asist sayısı ve yaptığı 16 top kaybıyla bu alanlardaki kötü performansını da istatistiklere yansıtmış oldu.

Sayı bulmakta bazı dakikalar oldukça zorlanan Anadolu Efes rakibinin dış atışlarını da durduramayınca mağlubiyete engel olamadı.

Bir diğer dikkat çekici nokta ise Anadolu Efes maç boyunca hiç üçlük isabeti elde demedi.

Bu da şutörlerin fazla olduğu bir Efes için alışık olmadığımız bir durum.

Pınar Karşıyaka – Banvit

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığı kupasını kazanan Pınar Karşıyaka, kendi seyircisi önüne Banvit karşılaşmasıyla çıktı.

Tribünlerin dolu olduğu ve müthiş bir atmosfer altında oynanan karşılaşma oldukça çekişmeli geçti.

Yeni transfer D.J. Strawberry ve Bobby Dixon’ın etkili olduğu maçta , Banvit tarafında Veremeenko ve Dragicevic takımlarına en çok katkı veren iki isim olarak öne çıktılar.

Banvit yaptığı 16 asiste Pınar Karşıyaka 5 asist ile karşılık verse de yaptığı 17 top kaybı mağlubiyeti getiren en önemli etken olarak öne çıktı.

Ayrıca ribaund üstünlüğünü de sağlayan Banvit, üç sayılık atışlarda rakibinin gerisinde kaldı.

Türk Telekom – Fenerbahçe Ülker

1. haftanın kapanış maçında Türk Telekom kendi sahasında Fenerbahçe Ülker’e 73-61 mağlup oldu ve en fazla sayı farkı ile ilk haftayı kapatan takım oldu.

Maçın içine tam anlamıyla hiçbir zaman giremeyen Türk Telekom, pota altını etkili kullanamayınca mağlubiyeti de kendi sahasında yaşamış oldu.

Yeni transfer Milovan Rakovic hazır olmadığını açıkça gösterdi.

Barış Ermiş yaptığı top çalmalar ve fast break hücumlarla beklenen katkıyı verdi.

Hücumda iyi organize olamayan Türk Telekom, kötü oynayan bir Fenerbahçe’ye karşı hücum açısından bir hamle yapamayınca farkı eritemedi ve mağlubiyeti engelleyemedi.

Ozan DALGIÇ

https://twitter.com/Ozandalgic

]]>
/tbl-1-hafta-degerlendirmesi/feed/ 0
Edirnespor’un Cumhuriyet Kupası Değerlendirmesi /edirnesporun-cumhuriyet-kupasi-degerlendirmesi/ /edirnesporun-cumhuriyet-kupasi-degerlendirmesi/#comments Sat, 11 Oct 2014 21:52:20 +0000 Ozan /?p=28681 Devamını Oku »]]>  

Edirne Belediyesi Edirnespor, 3.sü düzenlenen Cumhuriyet Kupası’nda 1 galibiyet 2 mağlubiyet alarak turnuvayı 2. tamamladı.

Bu turnuva Edirnespor’un eksiklerini görmesi ve şehrin basketbol ile olan etkileşiminin tekrar sağlanması açısından çok faydalı oldu.

İstatistikler çerçevesinde Edirnespor’u değerlendirecek olursak,

Edirnespor oynadığı üç maç sonunda potasında ortalama 67,6 sayı görmüş ve rakip potalara da 68,6 sayı bırakmış.

Savunma açısından özellikle pota altında rakiplerine göre fizik olarak oldukça avantajlı durumda bulunan İvankovic’in varlığı Edirnespor’u oldukça rahatlatıyor.

Ancak pota altında yardıma giderken fiziğinin verdiği dezavantaj nedeniyle alçak posttan yüksek posta geçişlerinde oldukça ağır kaldığını görmekteyiz.

Bu da rakip oyuncuların orta mesafe şutlarında yardım gelmediğinden boş kalmasına ve rahat şut şansı yakalamasına neden oluyor.

Ayrıca pick&roll hücumlarında yine İvankovic’in savunmada ağır kalması ve show-up yapamaması nedeniyle hücum büyük oranda, rakip guardların savunmayı rahat geçerek pota altına süzülmesiyle sona eriyor.

Ayrıca İvankovic’in yüksek posta geldiği anlarda alçak postta ribaunt konusunda pota altında yardım edecek ikinci bir oyuncu bulunmadığından Edirnespor turnuva boyunca rakiplerine ortalama 14 hücum ribaundu verdiğini görüyoruz.

Ayrıca İvankovic’in fiziğini kullanarak bazı ribauntları çok net çekmesi gerekiyor.

İvankovic, pota altında rakip oyuncuları savunurken daha sert olmalı hatta boyunun avantajını daha rahat kullanması için rakibini önden savunmalı.

Bu durum ribauntlar da sıkıntı yaşatsa da takım arkadaşlarının yapacağı iyi savunma ve ribaunt dikkati ile giderilecektir.

Böylece Edirnespor’un pota altından sayı yeme şansı oldukça azalmış olacaktır.

Edirnespor’un dış şut savunması iyi olsa da, şut tehtidine karşı pozisyon alan savunma oyuncuları olası bir fake karşısında pota altına penetre eden oyuncuya karşı çaresiz kalmakta ve buna çözüm üretememektedir.

Yüksek postta ki yardım savunması da yeterince iyi olmayınca rakip oyuncular, buldukları her fırsatta içeri penetre etmekte ve akabinde şuta kalkmaktadırlar.

Edirnespor’un turnuva  top çalma ortalaması ise 7.Bu da Edirnespor’un turnuvadaki rakiplerine karşı  üstün olduğu kulvarlardan bir tanesi.

Hücum açısından Edirnespor’u değerlendirirsek ilk dikkatimizi çekmesi gereken şey, pota altında İvankovic ile turnuvadaki tüm rakiplerine karşı üstünlüğüdür.

Fizik olarak tüm rakiplerinden uzun ve kalın olan İvankovic, pota altında topu aldığında kaçırma olasılığı düşük bir isim.

İvankovic’in pota altındaki şut yüzde ortalaması ise %80.

Aldığı dakikalar diğer yabancı transferlerin gelmesiyle daha da azalacak ve böylece daha verimli oynama şansı yakalayacak İvankovic.

Ribaunt katkısına baktığımızda ise İvankovic’in hücum ribaunt ortalamasının 3 olduğunu görüyoruz.

Mevcut fiziği ile rakiplerine bariz üstünlüğe sahip İvankovic’in hücum ribauntu konusunda daha istekli olması ve bu avantajını kullanması gerekiyor.

Takım olarak Edirnespor,  iki sayılık atışlarda %43,4, üç sayılık atışlarda ise % 32,6 ortalama ile mücadele etti.

Mevcut ortalamalar hazırlık sürecinde olan bir takım için oldukça iyi.

Edirnespor’un daha çok şey beklediği Bachvarova ise turnuva boyunca 7 sayı ortalamasıyla oynayarak bekleneni veremedi.

Özellikle yanlış şut seçimleriyle dikkatleri çeken Bachvarova, orta mesafe şutlarını daha az kullanarak, pota altına penetre etmesi, takımı ve kendisi adına daha verimli olacaktır.

Edirnespor’un diğer yabancısı Colic ise turnuvada 4 asist ortalamasıyla mücadele etti.

Özverili ve oyunu elinde tutan oyun tarzıyla beğenileri toplasa da yine takımın daha fazla ��ey beklediği isimlerden birisi.

Ayrı bir parantez açılması gereken oyuncular bir diğeri ise Ayşe Cora.

Ayşe Cora turnuvada 11 sayı ortalaması,6 ribaunt ortalaması,3 asist ortalaması ile mücadele etti.

Kendisinden bekleneni göstermiş olduğu performansla yerine getirmiş oldu.

Takımın skor yükünü çeken bir diğer Türk oyuncu ise Özge Kavurmacıoğlu.

Özge, 14 sayı ortalamasıyla takımının en istikrarlı oyuncularından biri olarak göze çarptı.

Ayrıca %44,3 iki sayı ve %41,6 üç sayı ortalaması iyi bir görüntü çizmeyi başardı.

Verimlilik/Dakika bazında değerlendirildiğinde dikkatleri çeken isim ise Halime Uykan oldu.

Halime, turnuva boyunca aldığı 22 dakikada yaptığı 7 asist ile dikkatleri çekti.

Ancak Halime Uykan için söylenmesi gereken asıl önemli şey, savunmadaki gayreti ve fizik dezavantajına rağmen ribauntlardaki mücadelesi.

Basketbolu bilerek oynayan İlknur Dumlu’yu da unutmamak gerekir.

İlknur, süre aldığı dakikalarda takımına verebileceği maksimum katkıyı vermeye çalışsa da henüz tam hazır bir görüntü veremedi.

Edirnespor’da az süre alan diğer oyuncular Gonca Karataş,İrem Tulgar ve Gamze Zeren ise sezon boyunca gerekli yerlerde süre alacak ve takımlarına katkı vereceklerdir.

Bu nedenle bulunduğumuz hazırlık dönemini en iyi şekilde değerlendirmesi gerekenler de yine aynı isimler olacak.

Genel bir değerlendirme sonucunda, Edirnespor’un diğer transferlerin katılmasıyla ligte kendine yukarılarda yer bulmasını engel bir durum olmadığını söyleyebiliriz.

Turnuvada gördüğümüz etkili taraftar desteğinin giderek artacağını ve lig maçlarında oldukça etkili bir güç olacağından şüphem yok.

Taraftarıyla birlikte Edirnespor ve Edirne basketbolu, yepyeni ve bembeyaz bir sayfa açmış ve başarılı olmayı hak eden bir organizasyondur.

Hak ettiğini alması ümidiyle…

Ozan DALGIÇ

https://twitter.com/Ozandalgic

 

]]>
/edirnesporun-cumhuriyet-kupasi-degerlendirmesi/feed/ 0
Edirne Belediyesi Edirnespor – İstanbul Üniversitesi BGD Maç Değerlendirmesi /edirne-belediyesi-edirnespor-istanbul-universitesi-bgd-mac-degerlendirmesi/ /edirne-belediyesi-edirnespor-istanbul-universitesi-bgd-mac-degerlendirmesi/#comments Fri, 19 Sep 2014 17:08:31 +0000 Ozan /?p=28316 Devamını Oku »]]>  

 

Edirne Belediyesi Edirnespor ilk hazırlık maçında İstanbul Üniversitesi BGD ile oynadı ve karşılaşmadan 61-49 ile mağlup ayrıldı.

Edirnespor birçok yandan oldukça eksik gözükse de daha ilk maç olması nedeniyle düzeltilebilecek zamana sahip.

Öncelikle takım halinde değerlendirirsek,

Edirnespor’un hücumda sayı bulmakta oldukça zorlandığını söyleyebiliriz.Ayrıca yapılan top kayıplarının farkın açılmasında en büyük etken olduğu da açıktı.

Ayrıca hücumda uzunları neredeyse kullanmadı Edirnespor. Daha doğrusu kullanamadı. Maç içerisinde neredeyse post-up pozisyonunu izleyemedik Edirnespor adına.

Hem Gonca Karataş hem İvankovic hala hazır olmadıkları sinyalini verdiler.

Edirnespor ayrıca  acele ve gereksiz bir panik halinde hücum etti ve bu nedenle birçok top kaybı yaptı.Özellikle Ayşe Cora kendisine yapılan baskılar nedeniyle top kayıpları yaşadı.

Edirnespor fast break pozisyonları yakalamak istese de fast break pozisyonu yakalayamadı ve yakaladığı pozisyonları da top kaybı nedeniyle değerlendiremedi.

Ayrıca savunmada geri dönüşlerde de oldukça zorlandığını gördük Edirnespor’un. Savunmada bir eksi de, uzunları savunma konusundaydı. Gerek pota altında gerek yüksek postta uzunların kullandığı orta mesafe şutları engelleyemedi Edirnespor.

Savunmanın kötü olması nedeniyle faul hakkını özellikle 3. periyot çok erken doldurdu Edirnespor.

Savunmada ayrıca rakibin içeriye doğru yaptığı cutları da engelleyemedi Edirnespor. Maçın 3. periyot bölümünde yapılan alan savunması adam adama savunmaya göre daha etkili olsa da yine de beklenen etkiyi gösteremedi .Ribaund konusunda da özellikle savunmada üstünlük rakibe verildi ve Nevlin’e bir türlü çare bulunamadı.

Hücumda ise pota altına top indirilemedi.Özellikle Gonca’ya indirilmeye çalışılan toplar başarı sağlayamadı.Bunda rakibin fiziksel olarak daha iyi durumda olmasının da etkisi büyüktü.

İvankovic’te savunma ve hücumda oldukça etkisiz gözüktü. Sahip olduğu fiziğe rağmen çok pasif ve çekingen bir basketbol oynadığını gördük. Özellikle aldığı ribaundların hiçbiri net değildi ve çok ağır kaldığını fark ettik.

Dış şut yüzdesi de düşüktü ve bu, oyuncuların kendine olan güvenlerinin azalmasına neden oldu ve bu nedenle boş pozisyonları değerlendirmeyerek içeriye penetre etmeyi tercih etti oyuncular.Bu da Edirnespor’un hücumda sayı bulmakta zorlanmasına neden oldu.

İstanbul Üniversitesinin yaptığı alan savunması da Edirnespor’un dış şut yüzdesinin kötü olması nedeniyle başarıya ulaşmış oldu. Ayrıca Edirnespor hücumda yaptığı yanlış şut tercihleriyle dikkat çekti.

Bireysel performanslar açısından bir değerlendirme yaparsak;

Ayşe Cora’nın özellikle maçın ilk bölümünde hücuma hızlı çıkmak isterken yaptığı top kayıpları mevcuttu.Bunda da rakibin yapmış olduğu baskının etkisi büyüktü.Ayrıca hücumda sayı bulmakta zorlanıldığı zamanlarda sorumluluk alarak potaya gitmesi olumlu.Ancak yine de başka hücum alternatifleri olması şart.

Colic hücumda ve savunmada derli toplu bir görüntü verse de buek stra bir özelliği olmadığı görüntüsü vermesini engelleyemedi.

Özge Kavurmacıoğlu ise istediği ve aradığı üç sayılık pozisyonları bir türlü bulamadı.Özellikle rakibin yaptığı alan savunmasında üç sayı çizgisinin gerisinde değil, yüksek postta topla buluşan isim oldu.Oysa Özge’ye üç sayı pozisyonun hazırlanacağı bir setin uygulanması gerekirdi.Ancak erkek liglerinde bile koçun istediğinin sahaya yansımasının zor olduğu bilindiğinden koçun istediklerinin birebir uygulanmasını beklemek haksızlık olur.

Az süre alan oyunculardan olan ve  İrem Tulgar ise süre aldığı dakikalarda göstermiş olduğu enerji ile takımına destek verdi. Ancak o da diğer tüm oyuncular gibi tam olarak hazır bir görüntü veremedi.Ancak bu takımda yer alması gereken oyunculardan bir tanesi de İrem.

Diğer bir eski oyuncu Halime Uykan da, sahada yer aldığı dakikalarda özellikle savunmada olduk��a istekli gözüktü.Ayrıca takımın hızlı olarak yarı sahayı  geçmesinde de, takımın en hızlı oyuncularından biri olmasının etkisini gördük.

Bachvarova ise takımın en yetenekli oyuncusu olarak göze çarpttı. Özellikle hücumda takımın en etkili oyuncularından birisiydi.

Genel olarak bir değerlendirme yaparsak takımın doğal olarak hazır olmadığını söylemeliyiz.İlk hazırlık maçı olması nedeniyle birçok hata izledik.Ancak zamanla diğer yabancı transferlerinin de takıma katılmasıyla daha derli toplu bir takım izleyebileceğiz.Ancak yine de Bachvarova dışında takımda yer alan yabancı oyuncuların yeniden değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyim.

Ozan DALGIÇ

https://twitter.com/Ozandalgic

 

 

]]>
/edirne-belediyesi-edirnespor-istanbul-universitesi-bgd-mac-degerlendirmesi/feed/ 0
İsimsiz Takım ve Kurtuluş Kupası /isimsiz-takim-ve-kurtulus-kupasi/ /isimsiz-takim-ve-kurtulus-kupasi/#comments Fri, 12 Sep 2014 03:32:08 +0000 Ozan /?p=28194 Devamını Oku »]]>

     Sadece merak ettiğim için Uşak’ta düzenlenen Kurtuluş Kupası’nda Edirne ismini kullanan ve ne olduğu belli olmayan takımın maçını izlemeye gittim.

Salona girer girmez yıllardır yakından tanıdığımız takım menajeri ile göz göze geldik.Daha önce şahsen tanışma fırsatı da yakaladığımdan hemen tanımıştı beni.Gördüğüne şaşırmıştı sanki.

Maça, niye yanıma aldığımı bilmediğim iki adet Olin Edirne forması götürmüştüm.Salona girip koltuğuma oturmadan o iki forma ile ne yapacağım hakkında aklımda en ufak bir fikir dahi yoktu.Hemen isimsiz takımın benchinin arkasındaki tribüne yöneldim.Formaları çıkarıp önümdeki iki koltuğa serdim ve oturdum.Maç başlamadan takım oyuncularının ve teknik ekipten birkaç kişinin dikkatini çektim ama kimseden en ufak bir reaksiyon almadım.

Bütün yardımcı antrenörler ve baş antrenör ile takım doktorunun üzerinde siyah beyaz ve Eskişehir Basket armalı t-shirtler mevcuttu.Tüm oyuncular ise gri Olin Edirne armalı antreman formaları giymişlerdi.Skorboard’ta Edirne Basket yazıyor ve anonslar da yine Edirne Basket şeklinde yapılıyordu.

     Derya Yannier’ı arıyordu gözlerim, maç boyunca sürekli tribünleri ve saha içindeki koltuklardaydı ancak göremedim.İsmi belli olmayan takımın yöneticisi veya ona benzeyen kimse ile karşılaşmadım.Ancak tesadüf mü bilmiyorum ismi belli olmayan takımın bench tarafındaki spor büro ekiplerinin salonun diğer kısımlarına nazaran daha fazla olması gözümden kaçmadı.Sessizce başlayan maç sessizce bitti.

İster istemez TED Ankara Kolejliler takımını desteklemişim.Çektiğim videoları daha sonra izlediğimde fark ettim bunu.

Hep içimden teknik ekibe ve oyunculara bulundukları takımının isminin ne olduğunu sormak geldi.Cevabını bilmediğim bir soruydu ama verilecek cevapların hepsinin yanlış olacağını anlayınca sormaktan vazgeçtim.Ayrıca o benchte oturanlar, bu saçma sapan işte sorumlulukları bulunmayan tek kişilerdi.Ancak yine de maç boyunca hep aşağıya inip bu soruyu sormak istedim.Ancak maç sonunda sessiz sedasız terk ettim salonu ve çıktığımda aklımda olan tek şey izlediğim takımın artık Edirne’ye ait olmadığıydı.

Artık maçlarını nerede oynarsa oynasın bundan sonra asla eski desteği arkasında bulamayacağıydı.Edirnelilerin bu desteği neden vermeyeceği malum.Ancak Eskişehirlilerin büyük bir kısmı da kendilerine ait hissetmeyecekleri bu takımın maçlarına gitmeyeceklerdir.Gitseler bile sağlıklı bir şekilde destekleyemeyecekler.En fazla yapacakları Ankaragücü taraflarının Türk Telekom’u desteklemesi gibi olacak ve bundan öteye gitmeyecektir.

 

     Ayrıca bu takım her zaman basketbol camiasında, bulunduğumuz dönemde yapılan hatalar nedeniyle antipatik olacaktır.Ancak ismi belli olmayan takımın sayın yöneticileri bu durumu anlamakta güçlük çekmekte olup mevcut durumu netliğe kavuşturmamakta veya kavuşturamamaktadır.Hala takımın ismi resmi olarak değiştirilmemiş ve hiçbir açıklama yapılmamıştır.Eylül ayının ortalarına gelmemize rağmen hala bir açıklama yapılmamış olması belirlenen planların hala başarıya ulaşmadığı anlamına gelmektedir.Ayrıca takım formaları veya t-shirtleri üzerinde herhangi bir sponsora ait bir ibare yer almadığından anlaşılması gereken firmaların da hala bu belirsizlik içerisinde masaya dahi oturmadıkları sonucu çıkarılmaktadır.Sosyal medyada konuşulan şirketlerin zaten önemli ölçüde sponsor oldukları başka alanlar olduğu için anlaşma ihtimali düşük gözüküyor.Sadece Anadolu Üniversitesi ve Eskişehir Belediye’sinin tüm sosyal imkanlardan yararlanmasına razı olduğu konuşulmaktadır.Ancak maddi olarak sponsor olmaları onlar için de zor gözüküyor.İstanbul merkezli şirketler içinse durum ne bilemiyoruz.Ancak önce resmi işlemlerin yapılması bekleniyor olabilir ama onun da hala gerçekleşmemiş olması ortada bazı sorunların olduğuna işaret kabul edilebilir.

Bimer aracılığıyla Türkiye Basketbol Federasyonuna bazı sorular yönelttim.

Başvuru Metni:
Türkiye Basketbol Federasyonuna birkaç sorum olacak. 1.Sosyal medyada konuşulan Eskişehir Basket Spor Kulübünun varlığından haberiniz var mı.2.Var ise bu isimle lige katılması ve faaliyetlerine Eskişehirde devam etmesine dair geçerli bir yönetim kurulu kararı mevcut mu.Mevcutsa niye yayinlanmadi.3 Fikstur belli olduktan sonra bu tür bir karar alınabilir mi alınırsa nasıl alınır.Federasyonun böyle bir duruma sıcak bakması yönetim kurulu üyeleri için cezai ve hukuki sorumluluk doğurur mu(mevzuata aykırı işlemden dolayı)

Yaklaşık bir hafta önce yaptığım başvuru sonucunda yönelttiğim sorular 6 farklı resmi kuruma iletilmiş.Sorulara verilecek cevaplar için kalan yasal süre bir hafta.Bir hafta içerisinde gelen cevapların bizleri ne kadar tatmin edeceği ayrı bir tartışma konusu.

 

Biraz da olsa ismi belli olmayan takımın taknik ve teknik analizini yaparsak, ismi belli olmayan takımın kişisel yetenekler olarak güçlü olduğunu söyleyebiliriz.Ancak bazı yabancı oyuncuların uyum sorunu yaşayacağını da çok açık.Hatta Jordan’ın bir hayal kırıklığı olma ihtimali bulunuyor.Ancak Chaz Williams için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.O karakter olarak takım oyununa uygun bir oyuncu olduğundan takımına en faydalı yabancılardan birisi olacaktır.Ayrıca Yunan oyuncunun da beklenenin gerisinde olduğu söylenebilir.Ancak rotasyon olarak avantajlı durumda isimsiz takım.Craig ise istikrarsız bir oyuncu olarak göze çarpıyor.Ortalama bir savunma oyuncusu onu savunduğunda bile çok etkisiz kalacaktır.Matt Walsh ise lider olma özelliğine sahip olsa da takım içerisinde henüz bu role soyunması zor gözüküyor.

Maça ait 14 dakikalık video görüntüsü:

Bundan sonraki yazılarımızı umarım sadece tek isime sahip EDİRNE takımları için yazarız.Bundan sonra artık tek istediğimiz EDİRNE isminin sadece EDİRNE takımları için kullanılmasıdır.

Yazımı da son dönemde moda olan ve trajikomik bir şekilde sözlerinin Olin Edirne taraftarlarının bulunduğu duruma çok uygun olduğunu düşündüğüm bir şarkının sözleriyle bitiriyorum.

Şimdi çatı katında inziva vakti
Nerede aranacak haklının hakkı
Dinlemeliydim vaktinde aklı
Seni unutmaya çalışmak da varmış

malesef bana bıraktıklarında
teselli avında demek ki elleri boş
dönmek de varmış
bugünleri görmek de varmış

yarın hatrımı sorsan ne olur
bugün hevesimi kırdın birkere
gitme dememle kalsan ne olur
gönlün çoktan yola çıkmış birkere

yarın hatrımı sorsan ne olur
bugün hevesimi kırdın bir kere
gitme dememle kalsan ne olur
gönlün çoktan yola çıkmış bir kere
www.twitter.com/ozandalgic

OZAN DALGIÇ

20140910_170956 20140910_160015 20140910_171130 Adsız 20140910_160015 20140910_171129 20140910_171222 20140910_171143 20140910_171236 20140910_171051 20140910_170916 20140910_171130 20140910_171229 20140910_171241 20140910_171152 20140910_171148 20140910_171245 20140910_171235 20140910_171051 20140910_170959 20140910_171245 20140910_171148 CAM00436 - Kopya CAM00448 CAM00437 CAM00443 CAM00442 CAM00442 CAM00450 CAM00445 CAM00438 CAM00440 CAM00441 CAM00446 ]]>
/isimsiz-takim-ve-kurtulus-kupasi/feed/ 0
Yalan /yalan/ /yalan/#comments Fri, 29 Aug 2014 18:00:17 +0000 Ozan /?p=28030 Devamını Oku »]]>

Artık adı, şehri ve ne durumda olduğunu bilmediğimiz bir takımı tutuyoruz.Daha doğrusu tutuyorduk.Edirne’nin Türkiye Basketbol 1. Ligi’nde artık bir takımı yok.Artık Edirne’nin üzerine basılarak dünyaya getirilen gayrimeşru bir çocuk var.Bildiğimiz tek şey, Derya Yannier’in yaptığı açıklamalarda, Edirne isminin her zaman var olacağını ve bu takımın her zaman bir Edirne takımı olacağını söylediği.Yapılan tek açıklama bu ve artık o da gerçekliğinin yitirmiş durumda.

Hepimiz kendimizi aptal yerine konmuş hissediyoruz.Kandırıldığımızı hissediyoruz.Edirne halkının ve Edirne’li basketbol severlerin umutlarıyla oynadılar.Evet umutlandık, sevindik, her şey daha güzel olacak dedik, yapılan transferleri değerlendirdik, hepsini sahiplendik.Takımın İstanbul’da antreman yapmasını kabul ettik yeter ki Edirne isminin her daim yer alması ve maçlarını Edirne’de oynaması şartıyla.Biz hep veren olduk hiç almadık.Maddi olarak belki bir şeyler veremedik ama manevi olarak her zaman takımın yanında olacağımızı söyledik.Artık her şey daha güzel olacak dedik.Taa ki tüm bunlar takımın Eskişehir’e taşınacağını duyana kadardı.Yapılan açıklamaların koca bir oscarlık film tadında olduğunu anlayana kadardı.Hani bir film izlersiniz ve film boyunca size birçok olay gösterilir ve filmin finalinde tüm olayların aslında bir planın parçaları olduğunu anlarsınız.Şimdi bizde anlıyoruz takımın renklerinin neden kırmızı, beyaz ve siyah olduğunu.Neden şimdiye kadar kombine fiyatlarının açıklanmadığını.Niye bu zamana kadar hiçbir açıklama yapılmadığını.Şehir ile olan ilişkilerin bıçak gibi kesildiğini.Şimdi tüm taşlar yerine oturuyor.Umutlarımızla oynanan bu kirli oyunu şimdi anlıyoruz.

Ben Eskişehir Basket’in tüm maçlarına gitmeye çalışacağım.Olin Edirne formasını giyip atkımı takacağım ve rakip takım tribününde atkımı Derya ve tayfasına göstereceğim.Bunu Olin yönetimine olan saygı ve sevgimden değil sırf içerisinde EDİRNE ismi olduğu için yapacağım bunu.Bu takımın nasıl buraya geldiğini göstermek için yapacağım.Bu takımın nasıl yalanlar üzerine inşa edildiğini herkes tekrar tekrar anlasın diye yapacağım bunu.Kapalı kapılar ardında Olin yönetiminin yaptığı yanlışları bir kenara bırakarak yapacağım bunu.Gayrimeşru çocuğun dünyaya gelirken kaç tane insanın umutlarından beslendiğini, kaç kişinin ahını aldığını anımsatacağım onlara.

Bugün sabah gözlerimi açar açmaz bir hediye aldım.Binbir uğraşla gittiğim Konya’da,eski başkanımızdan aldığım Olin Edirne formasının aynısı karşımda gördüm.Artık olmayan bir takımın formasını hediye almıştım.Çok garip.Bu bir ironimiydi.Her defasında direkten dönen takımımızın artık sonunun geldiğini mi anlatıyordu yoksa yeniden bir doğuşun habercisi miydi.Bilmiyorum.

Bundan sonra takımın geri getiremeyeceğiz belki ama bu takımın nasıl Eskişehir’e götürüldüğünü anlatacağız.Nasıl insanların umutlarıyla oynanarak bir şeyler yapıldığını anlatacağız.Bunu kendimiz için değil Olin Edirne için, verdiğimiz emekler için yapacağız.Onu geri getirmek için değil nasıl elimizden alındığını anlatmak için yapacağız.Giden gitti demeyelim.Bu kadar çabuk kabullenmeyelim.Tepkimizi koyalım.Bunu sadece kendimiz için yapmalıyız.Yapılan yanlışların yapan insanların yanlarına kalmaması için yapmalıyız.

Ticari kaygılar için bu işin yapılması, söylenen yalanları meşru mu kılar? Ticari ve spor hayatında yalanlarla bir yere gelmek etik midir? Tüm bunlara rağmen hala bir açıklama yapmamak tüm Edirne halkına bir hakaret değil midir? Ben bunu hazmedemiyorum.Hazmeden varsa ”ticari yaşamda olur böyle şeyler” demeye devam etsin.Ben demeyeceğim.

Ozan DALGIÇ

https://twitter.com/Ozandalgic

 

]]>
/yalan/feed/ 1
Yeni Yazı:Yabancı Transferlerin Değerlendirmesi /yeni-yaziyabanci-transferlerin-degerlendirmesi/ /yeni-yaziyabanci-transferlerin-degerlendirmesi/#comments Wed, 13 Aug 2014 22:50:50 +0000 Ozan /?p=27854 Devamını Oku »]]>                   Uzun süredir yazı yazmıyordum.Bunda en büyük etken kuşkusuz 1 yıl boyunca yoğun bir avukatlık stajından geçmemdi.Ancak bu bir yıl boyunca, Ankara’nın coğrafi konumunun avantajını kullanarak birçok deplasman karşılaşmasına gittim ancak bir türlü gittiğim maçları yazma fırsatı bulamadım.Ayrıca bir yıl boyunca kendimi geliştirmek adına Ankara Büyük Erkekler Basketbol Ligi’nde mücadele eden Ankara Barosu takımında yardımcı antrenörlük yaptım ve hayatını basketbola adamış,yıllarca milli takımları çalıştırmış ve TBF Antrenör Eğitim Kurulu Başkanlığı yapan Seyfettin Kuştimur ile çalışma fırsatı buldum.(Arada Olin Edirne’yi çalıştırmış koçları çekiştirmeyi de ihmal etmedik tabi) Tecrübe kazandığım bir yılın ardından stajım bitti ve tam anlamıyla bir avukat oldum.Kasımda askere gideceğimden dolayı o zamana kadar dinlenip tekrar Edirne basketboluyla ilgili yazılarımı yazmaya karar verdim.Buna da, Edirne Basket’in ardı ardına açıklanan yabancı transferlerini analiz ederek başlıyorum.

 

Önümüzdeki sene NBA’de bir takıma gitmesinin hiçte şaşırtıcı olmayacağından bahsedilen Jordan Bachynski.Yeteneği ve çalışkanlığıyla geleceğin en iyi pivotlarından olacağı düşünülen bir isim o.Boyuna ve kilosuna oranla çabuk olması onu diğerlerinden bir adım öne çıkarmış.Ancak başarılı çizgisine devam etmesinde, aynı şekilde çabuk ve hızlı olmasının önemi çok büyük.Özellikle savunmada ayaklarının çabuk olması en büyük avantajı.Ancak Avrupa basketbolunda da başarılı olması için bu yeteneğinin maksimal seviye tutması gerekiyor.Jordan’a getirilen önemli eleştirilerde mevcut.Öncelikle orta mesafede dışarı adım atmadaki yeteneğinin eksik olduğu ve zorlama atışlarla beraber hücum faullerine sebep olduğu belirtiliyor.Ayrıca Jordan’a getirilen en önemli eleştiri de faul problemine çok sık girmesi.Bu da Edirne Basket gibi kısıtlı bütçeye ve kısıtlı rotasyon ile mücadele eden takımlar için büyük bir handikap.Ayrıca Jordan’ın artık genç diyemeyeceğimiz yaşına rağmen hala istikrarsız ve tutarsız bir oyuncu olduğundan bahsedilmekte ve şutlarının zayıf olduğu belirtilmektedir.Jordan’ın artılarından bahsetmek gerekirse; pivot hareketlerinin ve sol eliyle yaptığı hook atışlarının da ortalamanın üstünde olduğu söylenebilir.Ayrıca girmeyen şutlar sonrası alınacak hücum ribauntlarında da çabukluğu sayesinde başarılı.Blok yapmadaki becerisini ise fizik avantajıyla birlikte geliştirdiği söylenebilir.Ancak yine de 25 yaşında olduğu değerlendirildiğinde yeteneklerinin kısıtlı olduğu ve daha ileriye gitmesinin zor olduğunu da söyleyen birçok eleştirmen mevcut.Ayrıca savunmaya ve blok yapmaya olan konsantrasyonu nedeni ile bazen savunma ribauntu alma sorunu yaşadığı belirtiliyor.Ne kadar ayakları çabuk olsa da pick and roll savunması da soru işareti.Lise yıllarında da ayak bileğinden çok kez sorun yaşadığı da belirtilmesi gerekenler arasında.

 

Giannis Athinaiou, tam bir görev adamı ve zor zamanlarda sorumluluk verilecek isimlerden ilk akla geleceklerden birisi.Orta mesafe şutu ortalama üzerinde.Ayrıca asist yapma özelliği nedeniyle ikili oyunları oynamada da başarılı Giannis, süre alabildiği dakikalarda takıma verebildiği kadar katkı vermek için çaba sarf ediyor.Ayrıca savunmada da oldukça istekli ve konsantre olduğu belirtilen ancak hücumda bazen yaptığı yanlış tercihlerle de eleştirilen bir isim o. Yunanistan liginde senelerce oynamış ve oldukça güçlü hücum silahlarına karşı oldukça iyi savunma maçları çıkardığı belirtilen oyuncu ayrıca saha görüşünün iyi olması nedeniyle güzel asistlere de imza atıyor.

 

Bir diğer transfer de Boston Celtics antrenörlerinden Austin Ainge’in övgüler yağdırdığı Chaz Williams.Austin’in de söylediği gibi heyecan verici,iyi bir ballhandler ve çok iyi bir kariyere sahip olacak bir oyuncu.Ancak boyunun oldukça kısa olması onun gelişimi için endişe verici etkenlerden en büyüğü.Bilindiği üzere bu kadar kısa olupta başarılı olan az oyuncu bulunuyor.Bunlardan en önemlisi ve Chaz’ın da ileride onun gibi olmak istediği isim Nate Robinson. Ayrıca basketbol otoriteleri, onun için kısa ama çok güçlü olduğu yorumlarını yapmakta ve kısa oyuncularında bazı alanlarda avantajlı olduklarını belirtmektedir.Chaz, ilerideki hedefinin sayı atmaktan çok, iyi bir savunma oyuncusu olmak istediğini belirtiyor.Ayrıca sayı atmanın onun için çok önemli olmadığını ve antrenörün ona verdiği görevleri layığıyla yerine getirmek istediğini belirtiyor.Chaz ayrıca boyunun kısa olmasının verdiği avantaj ile oldukça hızlı ve çabuk.Özellikle fast break hücumlarında durdurulamaz bir enerjisi var.Ancak Türkiye şartlarında bir değerlendirme yaparsak, kolej çıkışı ülkemize gelen bir çok point guardda olduğu gibi kontrol sorunu muhakkak olacaktır.Bu nedenle Chaz’ı dizginlemek için Alp Bayramoğlu’na oldukça iş düşecektir.Chaz’ın yıllardır dikkat çeken en büyük özelliği kuşkusuz asist özelliği.Asist katkısıyla beraber pek çok kez double double yaptığını da görmek mümkün.Chaz’da birçok genç oyuncu gibi istikrarlı bir şut performansı gösteremiyor.Özellikle üç sayılık atışlarda bazı maçlarda olağanüstü bir ritim yakalasa da  0 çektiği birçok maç bulunmakta.Türkiye liginde Chaz’ın verimli kullanmak istiyorsak onu yapmayı sevdiği şeyi yani asist yapabileceği setler çizmek ve bazı durumlarda inisiyatifi ona vermek gerekiyor.Ayrıca oynadığı basketbol itibariyle top kaybı yapmaya oldukça müsait olan oyuncu maçın kritik dakikalarında yapacağı top kayıplarıyla saç baş yoldurtabilir.Ayrıca tecrübesiz olması nedeniyle yapacağı yanlış tercihlere de aşina olmalıyız.Ancak rotasyonda olması gereken önemli bir oyuncu.

 

Güçlü,hırslı ve atletik. Craig Brackins.İyi bir hücum oyuncusu.Ayak hareketleri özellikle hücumda boyutlarına göre çok iyi.Çeşitli hücum silahlarına sahip.İhtiyacınıza göre sayı elde edebilirsiniz.Sıçrama yeteneği sayesinde iyi bir ribauntçu ancak çok istekli değil.Dış atışları da fena değil.Gücünü ve boyutlarını kullanarak savunma oyuncularını oldukça yıpratıyor.Ancak bazı durumlarda kendine olan güveni nedeniyle el üstü atışlar ve geri çekilerek atışlar yapıyor.Bu onun eksi yönlerinden en önemlisi.Diğer bir eksisi ise tutarlı olmayışı.Mental etkiler başta olmak üzere çeşitli nedenlerden dolayı maçlar arasında gösterdiği performanslar arasında farklar göze çarpıyor.Ayrıca boyutları ve ayaklarının savunmada yavaş olması nedeniyle etkili bir savunma oyuncusu değil.Ancak uzun kolları sayesinde her zaman blok tehdidine sahip. Hücumda ise alçak postta yaptığı jump shotlar en önemli silahı.Özellikle sağ omzundan dönerek yaptığı atışları imzası durumuna gelmiş.

 

 

Kariyeri boyunca nereye giderse gitsin hep şut kabiliyeti ile birlikte yüksek sayı ortalamaları yakalamış bir isim ve belki de Edirne Basket’in yapmış olduğu en önemli transfer.Matt Walsh.Kariyerinde birçok takım var.Her gittiği yerde skorer kimliğini ortaya çıkarmış hırslı bir oyuncu.Sadece takımın skor yükünü çekmiyor birçok yönden de katkı veriyor.Özellikle saha görüşünün iyi olması ve tecrübesiyle iyi bir asistçi.Diğer bir dikkat çeken özelliği ise oynadığı pozisyon bakımından çok alışkın olmadığımız şekilde ribauntlara katkı vermesi.Takımının hücumda sayı bulmakta zorlandığı dakikalarda inisiyatifi eline alarak birebirler üzerinden sayı bulma ihtimali yüksek bir oyuncu.Ayrıca dış atışlarda da ritim bulduğunda durdurulması oldukça güç bir isim.El üstü ve çok zor atışlarda da ilginç bir şekilde başarılı olduğunu görüyoruz.Eksi yönlerine geldiğimizde ise, bazı durumlarda hırsının da verdiği etkiyle zor ve saçma atışlar denediği dikkatlerden kaçmıyor.Ayrıca bir point guard gibi top ile çok oynaması sonucunda top kayıpları yaşıyor.Kendisine güvenildiğinde büyük işler yapabilecek kapasiteye sahip olsa da dizginleri eline tamamen vermekte çok akıllıca gözükmüyor.Ancak Edirne Basket açısından sezon boyunca en ihtiyaç duyulacak isimlerden en önemlisi olacağı mevcut şartlar altında kesin gözüküyor.

 

Olin Edirne Derya Yannier’in belirttiği gibi 5 yabancı transferi yapacaktı ve sürpriz olmaz ise başka bir yabancı transferi gözükmüyor.Mevcut yabancı transferlerini bireysel olarak ne kadar değerlendirsek de önemli olanın takım kimyasının uyuşması olduğunu hepimiz biliyoruz.Bunu da, daha hazırlık maçları ve sezon başlamadan söylemek çok güç.Ancak yapılan transferlerin ince elenip sık dokunarak yapıldığı anlaşılıyor.Yapılan transferlerin ikisi ilk defa Avrupa’da oynayacak oyuncular.Bilindiği üzere koleji bitirip Avrupa’ya gelen oyuncuların büyük çoğunluğu uyum sağlamada sorunlar yaşayıp başarısız oluyorlar.Bu nedenle yapılan transferler riskli olsa da mevcut bütçe kapsamında başarılı transferler olduğu söylenebilir.Umarım tüm yerli ve yabancı transferler birbirleriyle uyum içerisinde göze hoş gelen bir basketbol oynarlar ve bizim gibi Edirne Basket’e gönül veren herkesi sevindirirler.

]]>
/yeni-yaziyabanci-transferlerin-degerlendirmesi/feed/ 1